1 Haziran 2012 Cuma

Kürtaj Değil Montaj


Kürtaj konusu dilden dile dolaştı durdu. Ben de bir iki kelam edeceğim haliyle. Konu öyle bir anda gündeme getirildi ki, hani delinin biri kuyuya taş attı kırk akıllı baktı misali, her zaman olduğu gibi biri konuştu, sağ olsunlar don lastiği gibi konuyu uzattılar da uzattılar. Artık her birimiz en az asistan kadın doğumcu bilgisine sahibiz. Ola ki yakınlarınızdan biri doğum yapacak ve hastaneye yetişme olasılığı yoksa, normal doğumu biliyorsunuz. Bir leğen, sıcak su, ıkındırma gibi taktiklerle normal doğum yaptırabilirsiniz.

- Ama efendim olmaz, bu normal doğum anneyi öldürebilir mutlaka sezaryen yapılması gerekir.
- Hayır dedim size hayır! Normal doğum olacak! Bundan sonra herkes anasının vajinasından çıkacak!
Bunun gibi diyaloglara şahit olabilmek mümkün olacaktır yakında.

Kürtaj ilk olarak 1920'de Rusya'da resmi olarak serbest bırakılmış, ardından ne mi olmuş? Bir yılda resmi kürtaj sayısı 700,000 leri bulmuş. Yani olayın suyu çıkmış, kondom sevmeyenlerin uğrak yeri olmuş hastaneler. Bu durum ne kadar doğrudur tartışılır. Bana kalırsa da 'haklı sebep olmaksızın' yapılan kürtaj cinayettir. Doğrudur. Ne var ki benim sorum şu, bunu dile getirecek olan kişi kim? Sağlık Bakanı mı? Milletvekilleri mi? Sivil Toplum Kuruluşları mı? Kim? Tabi her zamanki gibi Başbakan. Allah başımızdan eksik etmesin öyle bilgili, efendim, öyle yetkili ki, yakında düzgün yürüyün lan itneler falan derse şaşırmam. Şimdi bu konunun gündeme geldiği an da komik. Evet evet doğru okudunuz komik. Düşündürücü falan değil. Zaten artık bu kadar basit bir gündem değiştirme oyununu düşünüyorsanız, siz düşünmeye devam edin ben sizi ararım.

Benim ülkemde gündeme konu getirme görevi de Başbakan'a ait. O kadar çalışkan insanlar işte. Halk düşünmesin, soru sormasın aman ne gerek biz onların yerine düşünüyoruz zaten, onlar sadece evet desin hata yetmez ama evet desinler yeter. Öyle bir gündem yoğunluğu var ki bu ülkenin, insanların direkt olarak sadece bir konuya yoğunlaşıp, düşünüp doğruyu bulma şansları yok. Her kafadan bir ses çıkma hadisesi bir süre sonra komik bir hale gelir.
Mesela kürtajla ilgili yapılan haber bültenleri. Hemen tabipler odasından, çeşitli doktorlardan vb. kurumlardan açıklamalar gelir. Ama bir günlüktür o açıklama. Açıklamayı yaparlar sonrası yoktur. O adamları merak ediyorum gerçekten. Nereye kayboluyorlar böyle? Sonra köşe yazarları koştur koştur yazılar döşerler. Yandaşı ayrı yazar, muhalefet gibi gözükeni ayrı yazar, dini açıdan değerlendiren hocalar ayrı yazar. Gördün mü, bir kürtaj maddesinin kırk akıllıyı nasıl peşinden sürüklediğini?
Sonra aslında gündeme getirilmesi gereken olayların; mesela yapılan zamların, mesela memurların grevlerinin, mesela grev yapan THY çalışanlarının haklarının ellerinden alınıp işten çıkarılmalarının, mesela polisin sıktığı biber gazından ölen gencin ve bunun gibi asıl gündemi oluşturan maddelerin bu kadar ucuz bir yolla kamufle edilmesini kutlarlar. Yine kandırdık o salakları deyip, perde arkasında gülerler. Benim halkım da bunların hepsini afiyetle yer.

Ve biri çıkar ve der ki, 'tecavüze uğrayan doğursun gerekirse devlet bakar.' Bu nasıl aşağılık bir açıklamadır. Bu nasıl Allah'tan korkmazlıktır. O her iki lafından birini inşaaaalllah diye bitiren bu münafıkların destekleyicileri! Düşünün ki, anneniz, kız kardeşiniz, teyzeniz, halanız, eşiniz, dostunuz tecavüze uğradı. Ve doğurmak zorunda kaldı. Devlet hangi sokak çocuğuna sahip çıkabilmiş de sizin çocuğunuza çıksın. Bu devlet değil mi ki, her yeni dönemde iktidara gelen, bir öncekini itin götüne sokup, onların yaptıklarının tam tersini yapan? Sen nasıl böyle bir devlete güvenip o çocuğu onlara teslim edeceksin? Kaldı ki böyle bir çocuğun doğumunun sende yaratacağı o psikolojiyle nasıl yaşayacaksın? Bu anneler hayvan mı da döllendiklerinde doğursun yeter gerisine karışmasın biz bakarız dedirteceksin? Yazıktır, ayıptır, günahtır. İnsanları 'din kisvesi' altında kandırmayın. Yapmayın, Hayy sizin üzerinize lanet eder. Ama bu durumu görüp de susanın üzerine de lanet eder.

Dünya ülkelerinde bu kürtaj uygulamasıyla ilgili bir harita. http://tr.wikipedia.org/wiki/K%C3%BCrtaj


Şunu tekrar belirtmek istiyorum, geçim sıkıntısı yüzünden çocuk aldırmak günahtır, haramdır. Zevkinin sonucunda o çocuğu aldırmak da günahtır, haramdır. Ama benim kız kardeşim tecavüze uğrayacak ve doğuracak öyle mi? Yok kardeşim doğurtmam ben, cehennemin dibinde yanacağımı da bilsem o kıza bu zulmü yapmam. Ama benim halkım bu konuyu yine şöyle değerlendirecek, bak görüyor musun ne halis müslüman şu başbakan, nasıl da Kuran ayetlerini uygulatmaya çalışıyor. He güzelim he, he yavrum he tosunuma. Aynen o dediğini yapıyorlar. Sen ananın vajinasını göreceğin gün çok geç olacak ama yapacak bir şeyin olmayacak. 






Hiç yorum yok: