1 Temmuz 2013 Pazartesi

Küresel Isınıyor, Ben Donuyorum


Yağışların azalması dünyanın tek endişesi haline gelmişken, sokakta yaşayan bir çocuğun mutluluk sebebi olmuştu.

Kader O'nun hayatını böyle yazmıştı. Sıcacık evinde mutlu yuvasının şımarık çocuğu olamayacaktı hiçbir zaman. Kendini, annesi sandığı bir kadının kucağında dilenme aleti olarak bulmuştu. Biraz daha büyüdüğünde trafik ışıklarında cam silen, para vermeyenlerin camına kirli suyu atıp kaçan bir çocuk...

Çocuktu, kimse O'nu ayağa kalkamayacak derecede dövemezdi. Böyle düşünüyordu...

Kış iyiden iyiye kendini hissettirmeye başlamış fakat yağış bırakmıyordu. Küçük adam her gece uyumadan önce dua ediyordu yağmur yağmaması için. Her zaman bir köprü altı ya da inşaat halinde bir yer bulamıyordu. O kadar çoklardı ki, O'na yer kalmıyordu çoğu zaman. Nihayet bir haftadır etrafı açık fakat kuytu bir köşe bulmuştu. Çöplerin hemen ardında beş metrelik bir kuytu. Duasını okudu ve yaktığı ateşin yanında uykuya daldı...

Koyu kahve rengiydi o sabah gökyüzü. Çocuk, trafik ışıklarına doğru yol aldı. Trafiğin yoğun olduğu ve ışıkların çokça zaman yayalar için araçları durdurduğu bir kavşakta beklemeye başladı. Derken ilk kırmızı yandı. Bir araca yaklaştı, olumsuz yanıt aldı. Gittiği bütün araçlar reddetmişti, üstelik para da vermeden. Karnı açtı, en azından karnını doyuracak kadar kazanıp gidecekti.
Kırmızı ışık yeniden yandı. Önünde duran son derece ihtişamlı lüks bir araçtı. Şoförün diğerlerinin aksine camı açıktı. Hemen koştu araca doğru ve camı silmeyi teklif etti. Adam istemedi. Çocuk adeta yalvarıyordu. Adam nihayet 'tamam' dedi tebessüm ederek. Radyo'dan haberleri dinlerken büyük bir neşeyle hızla camı parlatıyor, bir yandan da adama laf yetiştiriyordu. ''Küresel ısınıyor, yağmur yağmıyor diyorlar ama bilmiyorlar abi ben dua ediyorum o yüzden yağmur yağmıyor.'' Adam henüz yaktığı sigarasının dumanını üflerken yanan yeşille birlikte yavaşça hareket etti, parasını almak için cama yaklaşan çocuğa aldırış etmeden. Ve çocuk, kovasındaki kirli suyu araca doğru fırlattı, açık camdan içeri giren su tümüyle adamı ıslatmıştı. Neye uğradığını şaşıran adam araçtan inip çocuğu kovalamaya başladı.

Çocuktu, kimse O'nu ayağa kalkamayacak derecede dövemezdi. Böyle düşünüyordu...

Kendini çöplerin ardındaki kuytu köşesine attığında harap bir haldeydi. Vücudunda kırıklar vardı. Aldığı darbelerden oluşan yüzündeki kanlar soğuktan donmuştu.
Ateşini yakamadı, ayağa kalkacak gücü yoktu. Hava kararmak üzereyken öyle şiddetli bir yağmur başlamıştı ki bir anda her yer sularla kaplandı. Gök, yaşananlara ağlıyordu sanki.
Çocuk duasını okuyamadan uyudu. Sabah uyandığında iki tane adam başucunda ambulansı beklerken ne olduğunu anlamaya çalışıyorlar, soru soruyorlar fakat yanıt alamıyorlardı...

Derken çocuk tatlı bir tebessümle ''Küresel ısınıyor, ben donuyorum'' diyor ve ruhunu gerçek Dost'a teslim ediyordu…

Hiç yorum yok: