31 Temmuz 2013 Çarşamba

KOMUTAN


2. BÖLÜM

Yeni haftayla birlikte yenilenmiş ve intikam hırsıyla dolmuştum. Fakat nasıl intikam alabileceğimi bilmiyordum. Komutanın odasına girdim ve durumu anlattım. Sakin olmam ve beklemem gerektiğini söyledi. Beklemeye başladım. Her gün bir tane zarf mutlaka geliyordu. Artık her anını izlediğim Yulya’nın fotoğrafları, ses kayıtları, evindeki video kayıtları, yattığı adamlar, her şey ama her şeyi izler hale geliyordum. Beni en çok şaşırtan ise en yakın kız arkadaşlarıyla yaşadığı lezbiyen ilişkilerdi. Bunlardan biri Novgorod şehrinde yaşayan Valerya bir diğeri de üniversiteden yakın arkadaşı olan ve kendisiyle aynı şehirde Moskova’da yaşayan Tanya’ydı. Valerya’dan nefret ediyordum. Onu ilk gördüğüm günden beri ısınamamıştım. Sergey’in yakın arkadaşı olduğunu biliyordum. Dolayısıyla zaman zaman kız arkadaşımla buluşuyor olmaları beni huzursuz ediyordu. Nitekim izlediğim videolardan sonra nefretim iki katına çıkmıştı. Tanya’nın kız arkadaşıma olan yakınlığı farklı türdendi. İlk zamanlar onun lezbiyen olabileceğini düşünmedim dersem yalan söylemiş olurum. Dolayısıyla izlediğim görüntülerden sonra onun da lezbiyen olduğu tescillenmiş oluyordu. Fakat anlayamadığım tek şey, nasıl oluyordu da kız arkadaşımın geçmiş bilgileri ve görüntüleri veya kayıtları bana ulaşıyordu. Ben söylemeden önce takip mi ediliyordu ki diye sormak üzere komutanın yanına girdim. Fakat soru soracağımı önceden bilir gibi eliyle sus işareti yaptı ve yine sinyal bozucu aletleri belli noktalara yerleştirdi. ‘’ Şimdi konuşabilirsin’ dedi.

Komutanım nasıl oluyor da bu eski görüntüler elinize ulaşıyor?
Bak evlat, bilmediğin çok şey var. Fakat endişelenme adım adım öğreneceksin. Şu an için tek söyleyeceğim şey durumun sandığın kadar basit olmadığı. Ayrıca bilgileri de Rus istihbaratındaki dostlarımızdan alıyoruz. Beklemeye ve öğrenmeye devam et.
Emredersiniz komutanım! Diyerek odadan ayrıldım. Rus istihbaratı kendi vatandaşlarıyla ilgili böylesine bir bilgi trafiğini neden sağlasın diye düşünüyordum. Fakat acele etmeyip beklemeye karar verdim. Zaten başka seçeneğim de yoktu. Bu arada da kız arkadaşımın şüphelenmemesini sağlamak adına onu arıyor, tatlı mesajlar gönderiyordum. Bazı hafta sonları internet üzerinden görüşüyorduk. Her şey yolunda gidiyordu. Askerlik sonrası onu ziyarete gideceğimi söyledim. Şaşırdı fakat pek mutlu görünmüyordu. Sanırım o sırada Sergey’i nasıl atlatacağınışünüyordu.
                                                                           
Askerliğimin bitmesine bir ay kalmıştı. Geleceğime ve geleceğimize dair en ufak bir fikrim yoktu. Gelen kargolar ve aldığım bilgilerden sonra nasıl bir yol izleyeceğimi düşünüyorken bir zarf daha aldım. Yulya’nın öğretmenlik yaptığı okulun müdürünün içerisinde bulunduğu uyuşturucu trafiği hakkında bilgiler içeren zarfı okurken dehşete düştüm. Okul müdürü Nikolay, zehirlediği birkaç ‘serseri’ öğrencisini dışardan gelen esrarın içeriye girişinde ve satışında kullanıyordu. Çok sıkı denetlenen eğlence mekânlarındansa okulda satış yapmak zekiceydi. Nikolay’ın serserileri günden güne arkadaşları arasında bu ağı genişletiyordu. Takibe yakalanan Yulya’nın Valerya’yla yaptığı telefon görüşmesi aynen şöyleydi:

Yulya: Selam canım nasılsın?
Valerya: Harika bebeğim sen!? Çok özledim seni! Sevişmek için can atıyorum!
Yulya: Ahaha hiç havamda değilim Val!
Valerya: Neden ne oldu!?
Yulya: Bugün iki öğrencimi birbirlerine küçük bir poşet verirken gördüm. Sanırım kokaindi. Yakalandıklarını fark ettiler fakat hiçbir şey olmamış gibi davrandılar. Ne yapacağımı bilemiyorum! Daha çok küçük bu çocuklar! Ailelerine mi söylemeliyim yoksa polise mi yoksa müdüre mi bilmiyorum!
Valerya: Aptallaşma! Sakın kimseye bir şey söyleme. Bak canım anlıyorum seni fakat bu çocuklar çok tehlikeli olabilirler. Böyle bir şikâyet durumunda hiçbir ceza almayacaklarını çok iyi biliyorlar. Çünkü onlar daha çocuk! Ve sen yalnız yaşayan genç bir kadınsın! Anlıyor musun ne demek istediğimi?
Yulya: Evet,evet anlıyorum fakat ne yapmalıyız? Kafamızı kuma mı gömelim herkes gibi?
Valerya: Canım dinle, hafta sonu buraya gel konuşuruz detaylı bir şekilde hem fena halde azdım, seni düzmek istiyorum!
Yulya: Orospusun sen! Yine beni baştan çıkarmayı başardın! Ah ama bir dakika Cumartesi günü Ali’yle konuşacaktık internette. Buraya geliyor bir ay sonra! Çılgın Türk!
Valerya: Salak Türk demek istedin herhalde!? Arkasından ne işler çevirdiğini bilse bu çılgın Türk’ün sana neler yapabileceğini unutmuyorsundur umarım.
Yulya: Merak etme tatlım, her şey kontrolüm altında. Bana o kadar âşık ki, gözü hiçbir şey görmüyor. Eh bana da bunu kullanmak kalıyor.
Valerya: Neyse ben anlamam bul bir yolunu ve buraya gel! Novgorod yanıyor bebeğim!
Yulya: Tamam tamam haber vereceğim sana. Görüşürüz.
Valerya: Görüşürüz.

Bu okuduklarımdan sonra komutanın yanına gidip artık daha fazla bilgi almak istemediğimi söylemek üzereydim ki masanın üzerine bıraktığım zarfın içerisinde bir kâğıt parçası daha olduğunu gördüm.

Valerya, İsrail istihbaratına çalışıyor. Yulya üzerinden okul müdürü Nikolay’ı takip ediyor ve uyuşturucu trafiğini izliyordu. Sergey, Valerya’nın Moskova’daki ayağıydı. Ve aralarında geçen bir telefon görüşmesi aynen şöyleydi:

Sergey: Bizim kızın aptal aşığı can sıkıcı bir noktaya geldi. Adam evlenmekten falan bahsediyor. Ne yapalım dersin?
Valerya: Bence herhangi bir şey yapmaya gerek yok. Sonuç olarak bu kızın iki tane sevgilisi var. Biri senin gibi bir öküz, diğeri de romantik bir âşık.
Sergey: Öküz mü!? Ben gayet iyi bir sevgiliyim.
Valerya: Dinle, sen onun sevgilisi falan değilsin. Bu sadece bir görev. Bu kız sende olmayan özellikleri o Türk’te bulurken, onda olmayanları da sende buluyor. Haliyle ikinizi hatta ve hatta beni ve Tanya’yı idare ediyor. Bir bakıma o da bizi kullanıyor. Biz istediklerimizi aldığımız sürece bir şey yapmamıza gerek yok. Alamayacağımızışünüyorsan, Türk’ü ve Tanya’yı aradan çıkarabilirsin. Fakat bana kalırsa bunu yaparsan onun düşeceği boşluğu tahmin ediyorsundur. Uzunca bir süre bilgi akışımız yavaşlar ve o orospuçocuğu Nikolay’ı elimizden kaçırırız! Anlıyor musun!?
Sergey: Anlıyorum bağırmana gerek yok.
Valerya: Güzel, öyleyse zekânı bu kızdan daha fazla nasıl yararlanabilirsin ona kullan.
Sergey: Peki madam! Görüşürüz.
Valerya: Görüşürüz. 


DEVAM EDECEK...

Hiç yorum yok: