Selam canlarım daha öncede belirttiğim gibi bugün haftanın öne çıkan gündem maddelerinden derlediğim bir yazıyı sizlere sunucam, iyi seyirler efem. İyi seyirler de uymadı buraya ama bilirsin uysa da yazdım uymasa da var gerisini sen düzelt. Var git yoluna sevdalı, içimdeki Karacaoğlanı güçlükle durdurdum haydi başlıyorum...
Doktor Civanım!
Bu konuyu yazıyo olmak bile utandırıyo beni. Evet,
çocukluğumda hatırladığım o kötü muamelenin devam ettiği hastaneler hala var.
Evet, çoğunuz gerektiği ilgiyi göremiyosunuz. Evet, hastasınız veya yakınısınız
ve acınız var. Ve tüm bunlar yetmezmiş gibi hastane çalışanları ve doktorlar
size kötü davranıyolar. Evet, dostum haklısınız. Ama dayak attığınız veya
öldürdüğünüz adamlar yanlış!
Ulan gerizekalı! Senin gibi kaç tane hastayla ilgilenmek
zorunda o doktor veya hemşire haberin var mı bundan? Aptal adam, kaç sene
okuyup böyle kutsal bir görevi üstlendiğinden haberin var mı? Ve hangi kötü
şartlar altında saatlerce çalışıp fedakârlıklar yaptığından haberin var mı? Yok
elbette, olsaydı zaten doktora değil, onu bu insanlık dışı şartlar altında
çalıştıran Hükümetlere ve Sağlık Bakanlığına giderdin, tepkini onlara gösterirdin.
Onlar da her çağdaş ülkede olduğu gibi bu durumu düzeltirlerdi. Ama ne onlar
çağdaş ne sen. Ondandır doktorumun, öğretmenimin bitmek bilmez çilesi. Valla
öyle büyük bi kalp var ki onlar da, hala sizin gibi insanlara hizmet ediyolar üstelik ölümüne hizmet ediyolar...
...mış Gibi Yapmak
Boşuna dememişler ‘büyük başın derdi büyük olur diye.’ Çağlayan
Adliyesi Avrupa’nın en büyük, en güvenli, en çağdaş adliyesi olarak hizmete
açıldığından bu yana, sürekli yaşanan olaylarla gündeme gelir oldu. Gündeme
getirilmesi gereken oradaki güvenlik zaafı falan değil, devletin vatandaşına
karşı olan sorumsuzluğu. Sen sabah akşam bu insanlara hemen hemen bütün dizilerde
silah, tecavüz vb. yayınların yapılmasına göz yumar, gazete manşetlerine
bunların taşınmasına engel olmaz ve bireysel silahlanmanın önüne geçemezsen,
sorun adliyenin güvenliğinde değildir kardeşim, sendedir. Türkiye’de işlenen
suçların %92,2 si ruhsatsız silahla işleniyor. Ve son 10 yılda, silahla işlenen
suç oranında %83 artış var. Yaklaşık 12 milyon civarında kayıt dışı silah var
bu ülkede. Bu nasıl ülke arkadaş hiç sorunu bitmiyo diyosunuz dimi, demeyin,
sorunların hiç biri çözülmüyor, sadece gibi yapılıyor. Bu ülke vatandaşının
ağzına layık bi yöntem. Mesela bizim öğrencimiz okuyo gibi yapar okulda, ders
çalışıyo gibi yapar evde. Mesela çalışanımız da çalışıyo gibi yapar, müdür
gelince. Denetim olacaksa bir kurumda, her şey mükemmelmiş gibi yapılır. Bu
yüzdendir ki, çözüm beklemeyin arkadaşlar, bekliyormuş gibi yapın…
Çok Mu?
Bekir Coşkun’un kendisine zulmedenlere isyanı vardı
geçtiğimiz günlerde. Konuyu enine boyuna değerlendirmeye gerek yok. En basit
haliyle bir taraf muhalif, diğer taraf gücü elinde bulunduran iktidar. Konuyu
buradan değerlendirmenin daha doğru olacağını düşünüyorum. Sonuç itibariyle bu
ülkede ‘kukla muhalefet’ dışında, gerçek muhalefeti dinlemeye kimsenin
tahammülü yok. Sadece siyaset arenasında yaşanmıyor bu durum. Hayatın her
alanında aynı. En basitinden bir öğrenci, öğretmenini eleştiremiyor. Ta
ilkokuldan hayatın ta en başında başlıyor bu baskı. Bilinçli veya bilinçsiz
yerleştirilmiş kurallar çerçevesinde ‘eleştiren, daha iyisini arayan,
yenilikçi’ insanlara zulmediliyor. Öğrenci örneği verdim buradan devam edip
bitiriyim. Aylar önce lise öğrencileri kantini protesto edip evden
getirdiklerini yediler diye okuldan uzaklaştırıldılar, kim bilir bilmediğimiz
daha ne hakaretlere maruz kaldılar. Şimdi bunlar gibi milyonlarca örnek varken,
Başbakan Bekir Bey’in üzerine gitmiş çok mu?
Allah Cezayi Veracak
Hepinizin malumu Fatih Terim’e verilen ceza önümüzdeki sezona ertelendi. Bu kararı eleştirmek değil derdim, zaten
neresinden tutsan dökülen bir hukuk sistemi varken kalkıp da bu ‘kıyak’ı
konuşmak aptallık olur. Benim bu karardan anladığım, tekrar gördüğüm, tekrar ve
tekrar farkına vardığım tek şey, aslında halkların kendilerini yönetenlerden
çok daha güçlü olduğudur. Evet, kendi güçlerinin farkında olmayan insanlardan
bahsediyorum, hani şu alelade insanlar var ya. Evet, işte onlardan öyle çok
korkuyorlar ki kurumları yönetenler, olası bir Galatasaray şampiyonluğundan
sonra, Fatih Terimi o tribünde koruyamayız düşüncesiyle bu kararı alıyorlar. Ne
yani Fatih Terim kulübede olursa da aynı olay başına gelmez mi? Gelmez canım,
Beşiktaş – Galatasaray maçında sahaya ineriz … diyen taraftarların hepsi indi
mi? İnmedi, inmezler de. Zaten inseler bu ülkede devrim olur, bu gücün farkına
varsalar bütün dünya ülkelerinde de aynı devrim olur. İnsanlık gücünün farkına
varır ve kendini yöneten zalimlere karşı gelirler. Fakat bu neredeyse imkansız bi durum, özellikle de ülkem insanı için. Ben de bu kirli oyunun parçası olan herkese İbrahim Tatlıses'ten 'Allah cezayi verecak' adlı cümleciğü gönderiyorum. Ve emin olun o cezanın bi haftasını çekip ertesi yıla erteleme şansını bulamayacaksınız.
Konuş Arda Konuş
Türk halkının Arda’dan dolayı desteklediği Athletico
Madrid’in şampiyonluğu hepimizi mutlu etti. Fatih Tekke’nin ardından Avrupa’da
şampiyonluk yaşayan ikinci futbolcu olmanın haklı gururunu yaşıyordur elbette
Arda. Ben şampiyonluğundan çok bu çocuğun açıklamalarına dikkat çekmek
istiyorum. Belli ki, sadece futbol yok hayatında, belli ki, iki kelimeyi bir
araya getiremeyen futbolculardan değil, belli ki söylemek istediği çok şey var.
Ama ne yapılıyor ülkem basınında? Tu kaka edilip itin götüne sokuluyor her
‘çok’ konuşan Türk ünlüsü gibi. Ondan istenen şey de her zamanki gibi aynı, bu
tip konuşmalar sana zarar verir, sen işini yap. Ne kadar kolay dimi, işini yap,
sen parana bak, boşver be olum sen mi değiştircen, bu düzen böyle gelmiş böyle
gider vs. zırvaları. Tam aksine konuş kardeşim Arda, konuştuğun şey
başkalarının hoşuna gitmeyecek diye susma, Mehmet Ağar umurumda değil, sevmem
de kendisini. Ama bu ülke öyle kahpe bir medyaya sahip ki, yıllar önce adam
Kürtçe albüm yapıcam dediğinde yapmadıklarını bırakmadılar da 5 sene sonra
‘kardeşlik, demokrasi, ah ne güzel bak her yerde Kürtçe türküler söyleniyor’
dediler. Bunların zerre miktarı haysiyetleri yok, o yüzden konuşun kardeşim.
Doğru bildiğiniz ne varsa konuşun, yanlış da söyleseniz en azından mertliğinizle övünürsünüz kahpeliğinizle değil.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder