12 Mayıs 2012 Cumartesi

Gündeme Gel


Selam canlarım daha öncede belirttiğim gibi bugün haftanın öne çıkan gündem maddelerinden derlediğim bir yazıyı sizlere sunucam, iyi seyirler efem. İyi seyirler de uymadı buraya ama bilirsin uysa da yazdım uymasa da var gerisini sen düzelt. Var git yoluna sevdalı, içimdeki Karacaoğlanı güçlükle durdurdum haydi başlıyorum...

Doktor Civanım! 


Bu konuyu yazıyo olmak bile utandırıyo beni. Evet, çocukluğumda hatırladığım o kötü muamelenin devam ettiği hastaneler hala var. Evet, çoğunuz gerektiği ilgiyi göremiyosunuz. Evet, hastasınız veya yakınısınız ve acınız var. Ve tüm bunlar yetmezmiş gibi hastane çalışanları ve doktorlar size kötü davranıyolar. Evet, dostum haklısınız. Ama dayak attığınız veya öldürdüğünüz adamlar yanlış!
Ulan gerizekalı! Senin gibi kaç tane hastayla ilgilenmek zorunda o doktor veya hemşire haberin var mı bundan? Aptal adam, kaç sene okuyup böyle kutsal bir görevi üstlendiğinden haberin var mı? Ve hangi kötü şartlar altında saatlerce çalışıp fedakârlıklar yaptığından haberin var mı? Yok elbette, olsaydı zaten doktora değil, onu bu insanlık dışı şartlar altında çalıştıran Hükümetlere ve Sağlık Bakanlığına giderdin, tepkini onlara gösterirdin. Onlar da her çağdaş ülkede olduğu gibi bu durumu düzeltirlerdi. Ama ne onlar çağdaş ne sen. Ondandır doktorumun, öğretmenimin bitmek bilmez çilesi. Valla öyle büyük bi kalp var ki onlar da, hala sizin gibi insanlara hizmet ediyolar üstelik ölümüne hizmet ediyolar...

...mış Gibi Yapmak

Boşuna dememişler ‘büyük başın derdi büyük olur diye.’ Çağlayan Adliyesi Avrupa’nın en büyük, en güvenli, en çağdaş adliyesi olarak hizmete açıldığından bu yana, sürekli yaşanan olaylarla gündeme gelir oldu. Gündeme getirilmesi gereken oradaki güvenlik zaafı falan değil, devletin vatandaşına karşı olan sorumsuzluğu. Sen sabah akşam bu insanlara hemen hemen bütün dizilerde silah, tecavüz vb. yayınların yapılmasına göz yumar, gazete manşetlerine bunların taşınmasına engel olmaz ve bireysel silahlanmanın önüne geçemezsen, sorun adliyenin güvenliğinde değildir kardeşim, sendedir. Türkiye’de işlenen suçların %92,2 si ruhsatsız silahla işleniyor. Ve son 10 yılda, silahla işlenen suç oranında %83 artış var. Yaklaşık 12 milyon civarında kayıt dışı silah var bu ülkede. Bu nasıl ülke arkadaş hiç sorunu bitmiyo diyosunuz dimi, demeyin, sorunların hiç biri çözülmüyor, sadece gibi yapılıyor. Bu ülke vatandaşının ağzına layık bi yöntem. Mesela bizim öğrencimiz okuyo gibi yapar okulda, ders çalışıyo gibi yapar evde. Mesela çalışanımız da çalışıyo gibi yapar, müdür gelince. Denetim olacaksa bir kurumda, her şey mükemmelmiş gibi yapılır. Bu yüzdendir ki, çözüm beklemeyin arkadaşlar, bekliyormuş gibi yapın…


Çok Mu? 

Bekir Coşkun’un kendisine zulmedenlere isyanı vardı geçtiğimiz günlerde. Konuyu enine boyuna değerlendirmeye gerek yok. En basit haliyle bir taraf muhalif, diğer taraf gücü elinde bulunduran iktidar. Konuyu buradan değerlendirmenin daha doğru olacağını düşünüyorum. Sonuç itibariyle bu ülkede ‘kukla muhalefet’ dışında, gerçek muhalefeti dinlemeye kimsenin tahammülü yok. Sadece siyaset arenasında yaşanmıyor bu durum. Hayatın her alanında aynı. En basitinden bir öğrenci, öğretmenini eleştiremiyor. Ta ilkokuldan hayatın ta en başında başlıyor bu baskı. Bilinçli veya bilinçsiz yerleştirilmiş kurallar çerçevesinde ‘eleştiren, daha iyisini arayan, yenilikçi’ insanlara zulmediliyor. Öğrenci örneği verdim buradan devam edip bitiriyim. Aylar önce lise öğrencileri kantini protesto edip evden getirdiklerini yediler diye okuldan uzaklaştırıldılar, kim bilir bilmediğimiz daha ne hakaretlere maruz kaldılar. Şimdi bunlar gibi milyonlarca örnek varken, Başbakan Bekir Bey’in üzerine gitmiş çok mu?


Allah Cezayi Veracak


Hepinizin malumu Fatih Terim’e verilen ceza önümüzdeki sezona ertelendi. Bu kararı eleştirmek değil derdim, zaten neresinden tutsan dökülen bir hukuk sistemi varken kalkıp da bu ‘kıyak’ı konuşmak aptallık olur. Benim bu karardan anladığım, tekrar gördüğüm, tekrar ve tekrar farkına vardığım tek şey, aslında halkların kendilerini yönetenlerden çok daha güçlü olduğudur. Evet, kendi güçlerinin farkında olmayan insanlardan bahsediyorum, hani şu alelade insanlar var ya. Evet, işte onlardan öyle çok korkuyorlar ki kurumları yönetenler, olası bir Galatasaray şampiyonluğundan sonra, Fatih Terimi o tribünde koruyamayız düşüncesiyle bu kararı alıyorlar. Ne yani Fatih Terim kulübede olursa da aynı olay başına gelmez mi? Gelmez canım, Beşiktaş – Galatasaray maçında sahaya ineriz … diyen taraftarların hepsi indi mi? İnmedi, inmezler de. Zaten inseler bu ülkede devrim olur, bu gücün farkına varsalar bütün dünya ülkelerinde de aynı devrim olur. İnsanlık gücünün farkına varır ve kendini yöneten zalimlere karşı gelirler. Fakat bu neredeyse imkansız bi durum, özellikle de ülkem insanı için. Ben de bu kirli oyunun parçası olan herkese İbrahim Tatlıses'ten 'Allah cezayi verecak' adlı cümleciğü gönderiyorum. Ve emin olun o cezanın bi haftasını çekip ertesi yıla erteleme şansını bulamayacaksınız.

Konuş Arda Konuş

Türk halkının Arda’dan dolayı desteklediği Athletico Madrid’in şampiyonluğu hepimizi mutlu etti. Fatih Tekke’nin ardından Avrupa’da şampiyonluk yaşayan ikinci futbolcu olmanın haklı gururunu yaşıyordur elbette Arda. Ben şampiyonluğundan çok bu çocuğun açıklamalarına dikkat çekmek istiyorum. Belli ki, sadece futbol yok hayatında, belli ki, iki kelimeyi bir araya getiremeyen futbolculardan değil, belli ki söylemek istediği çok şey var. Ama ne yapılıyor ülkem basınında? Tu kaka edilip itin götüne sokuluyor her ‘çok’ konuşan Türk ünlüsü gibi. Ondan istenen şey de her zamanki gibi aynı, bu tip konuşmalar sana zarar verir, sen işini yap. Ne kadar kolay dimi, işini yap, sen parana bak, boşver be olum sen mi değiştircen, bu düzen böyle gelmiş böyle gider vs. zırvaları. Tam aksine konuş kardeşim Arda, konuştuğun şey başkalarının hoşuna gitmeyecek diye susma, Mehmet Ağar umurumda değil, sevmem de kendisini. Ama bu ülke öyle kahpe bir medyaya sahip ki, yıllar önce adam Kürtçe albüm yapıcam dediğinde yapmadıklarını bırakmadılar da 5 sene sonra ‘kardeşlik, demokrasi, ah ne güzel bak her yerde Kürtçe türküler söyleniyor’ dediler. Bunların zerre miktarı haysiyetleri yok, o yüzden konuşun kardeşim. Doğru bildiğiniz ne varsa konuşun, yanlış da söyleseniz en azından mertliğinizle övünürsünüz kahpeliğinizle değil.










Hiç yorum yok: